Menenjit Tanı ve Tedavisi
Bel ponksiyonu (Belden su alma) beyin zarları iltihabının kesin tanısında büyük önem taşır. Bu yöntemde bel hizasından omuriliğe iğne sokarak beyin-omurilik sıvısı alınır. İltihaba bağlı olarak bu sıvının miktarı ve yoğunluğu artmış, görünümü değişmiştir. Sıvının irin nedeniyle saydamlığını yitirerek bulanıklaşması, albü-minin artarak çökelmesine bağlı bulanıklık, albumin-globülin oranının değişmesi, glikozda azalma, akyuvarlarda artış ve menenjit etkeni mikroorganizmaların varlığı, beyin-omurilik sıvısının incelenmesiyle elde edilebilen değerli bilgilerdir.
TANI.
Yukarıda söz edilen belirtilere rastlandığında kolayca menenjit tanısı konabilir. Ama hafif baş ağrısı, halsizlik, hafif ense sertliği ve nedeni açıklanamayan davranış değişiklikleri gibi belirtilerin görüldüğü ilk evrelerde hastalığın tanınması zorlaşabılir. Tanıda karşılaşılan bir başka güçlük, beyin ve omuriliğin hastalık tablosunu değiştirecek ölçüde iltihaptan etki-lenmesidir. Şiddetli baş ağrısı, ense sertliği, genellikle ateş ve meninks sendromunun bütün diğer belirtileriyle birlikte kendini belli eden örümceksizar altı (Subarak-noit) kanamanın menenjitten ayırt edilmesi önemlidir. Beyin omurilik sıvısının incelenmesiyle örümceksizar altı kanama ve menenjit arasında ayrım yapılır. Örümceksizar altı kanamada beyin-omurilik sıvısı belirgin ölçüde kanlıdır. Bu sıvıdaki kanın İğne ile girilirken mi, yoksa örümceksizar altı kanamaya mı bağlı olduğunu anlamak için alman sıvı üç ayrı tüpe konur.
Sıvının her üç tüpte de kanlı olması ve içindeki kanın pıhtılaş-maması örümceksizar altı kanamanın bir göstergesidir. Daha az olarak menenjitle kanşnnla-bilen hastalıklar arasında boyun kasları iltihabı, boyun-ense nevraljileri, omurga iltihapları, sertzar (Dura mater) dışında apse, birincil hidrosefali (Beyin karıncıklarında aşırı beyin-omurilik sıvısı birikmesi), beyin apsesi, tetanos, araknoidit (Örümceksizar iltihabı), beyin karıncıkları ve omurilik iç kanalını örten epen-dim adlı zarın iltihabı sayılabilir. Özellikle subakut ve kronik olgularda beyin tümörleri de benzer belirtiler verir. Ama bu tümörlerin beyinle ilgili önemli belirtilere yol açması, yavaş gelişmesi ve yüksek ateşe neden olmaması gibi özellikleri ayırıcı tamda kolaylık sağlar. Hastanın yaşma bağlı olarak tanıya yönelik başka incelemeler de yapılır: Yenidoğanlarda ve süt bebeklerinde menenjit tanısı koymak güçtür. Hastalık bebeklerde basit bir hazımsızlık ya da sıradan sindirim sistemi rahatsızlıkları biçiminde kendini gösterebilir. Bu yaşlarda menenjitin en Önemli belirtisi bıngıldaklarda şişkinliktir. Ama bunun görülmediği durumlar da olabilir. Menenjitten kuşkulanıldığında mutlaka hemen beyin-omurilik sıvısı alınmalıdır. Beyin-omurilik sıvısının incelenmesi sayesinde gerçek menenjit ile aşııı su kaybı ve yüksek ateşe bağlı beyin zarlarının örselenmesi sonucu ortaya çıkan menenjizm arasında kesin ayrım yapılır.
HASTALIĞIN GİD|Şİ VE YİNELEMESİ.
Hastalığın gidişi bakımından değişiklik gösteren biçimleri vardır. Çok hızlı gelişen (Fulminant) biçimler arasında me-ningokoklarla oluşan, morarma ve dolaşım şoku yaratan menenjit ile komaya yol açan menenjit sayılabilir. Akut biçim virüs ve bakteri kaynaklı menenjitlerin büyük bölümünü içerir. Tüberküloz menenjiti subakut biçime, frengi ve kriptokok (Cryptococcus neoformans) denen mantarın yol açtığı menenjitler ise kronik biçime örnektir. İlaçların, özellikle de antibiyotiklerin kullanılması hastalığın gidişini hemen değiştirir. Günümüzde tüberküloz menenjiti ile bakteri kaynaklı diğer menjitlerde etkene yönelik tedavi yapılarak yüksek oranda iyileşme sağlanmaktadır. Kronik menenjitlerde geç evre komplikasyonlannın ortaya çıkabilmesi nedeniyle hastalığın gidişine ilişkin önceden kesin bir şey söylenemez. Beyin-omurilik sıvısı dolaşımındaki bozukluklar, beyin zarı boşluklarında çökelti oluşmasıyla tıkanmaya kadar varabilir. Sonuçlar, tıkanmanın oluştuğu yere göre değişir. Omurilikteki bir tıkanmada, beyin zarlarından kaynaklanan belirtiler ön plandadır. Ama tıkanma yerinin altından alınan beyin-omurilik sıvısı saydamdır, hücre ya da bakteri içermez. Öte yandan, karıncıktan alman sıvı incelendiğinde menenjite ilişkin belirtiler saptanır. Omurilikteki tıkanmalar hidrosefali, sara, körlük, zihinsel gelişimde gerilik gibi ağır sonuçlar doğurur.
TEDAVİ.
Tıbbın bulaşıcı hastalıklara karşı sağladığı önemli ilerlemelere karşın, bakterilerle oluşan menenjitlerde hastalığın olası gidişi tanının zamanlamasına ve tanı ile tedavi arasmda geçen süreye bağlıdır. Geçen saatlerin bile büyük önem taşıdığı bu süreçte yüksek ateş, baş ağrısı, zihinsel bozukluklar gibi belirtiler karşısında kalan hekim, birkaç saat içinde hastalık tanısını koyup tedaviye başlamalıdır. Uygun antibiyotik seçimi için gerekli olan laboratuvar testlerinin hemen sonuç vermemesi nedeniyle, menenjitlerin büyük çoğunlukla me-ningokok ve pnömokok kaynaklı olduğu kabul edilip tedavi buna göre düzenlenir. İlaç ve antibiyotik seçiminde iki temel nokta göz Önünde tutulmalıdır: Hastalık etkeninin ilaca duyarlılığı ve ilacın hem kana hem de beyin-omurilik sıvışma geçme düzeyi. İzoniazit ve sülfamitler beyin-omurilik sıvışma oldukça yüksek bir oranda geçerek kandaki oranlarına yalan bir düzeye ulaşabilirler. Penisilin büyük moleküllü olması nedeniyle sağlıklı beyin-omurilik zarını geçerek beyin-omurilik sıvışma ulaşamaz. Ama il-tihaplanmasıyla_ geçirgenliği artan zar, yeterli düzeyde olmasa bile penisilin geçişine izin verir. Öte yandan, penisilin sinir sistemini olumsuz etkilediği için beyin-omurilik sıvısı içine belden iğne sokarak verilemez. Beyin omurilik sıvısına düşük miktarlarda geçen streptomisin ise doğrudan omurilik içine uygulanabilir. Streptomisinin, beyin-omurilik sıvısında ulaştığı düzey, kanda ulaştığı düzeyin 10'da l'i kadardır. Menenjitli hastalar, içinde bulundukları tehlikeli durumdan ötürü yoğun bakım birimlerinde tedavi altına alınmalıdırlar. Burada dolaşım ve solunum sistemleri sürekli denetim altında tutularak yabancı cisim yutma, şok, beyin Ödemi gibi tehlikelere karşı önlem alınabilir. Meningokoklara bağlı menenjitte hastanın yanı sıra aile bireyleri ve önlem almadan hastaya yaklaşan kişiler de incelenmelidirler. Bu kişilere koruyucu önlem olarak iki gün boyunca her 14 saatte bir ağızdan 600 miligram rifampisin verilir. Bir yaşın altındaki çocuklarda vücut ağırlığının her kilogramı için 5 miligram, 1-12 yaş arasında ise 10 miligram rifampisin, iki gün süreyle 12 saatte bir verilir. Antibiyotik tedavisine başladıktan 24 saat sonra meningokok menenjiti bulaşıcı Özelliğini yitirir.
21.01.2024 10:50:45
Menenjit Tanı ve Tedavisi ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. Sayfayı Düzenle
|